Bu Blogda Ara

26 Ekim 2009 Pazartesi

Vur Kır Parçala… Bu Maçı Almasan da Olur!

Endüstriyel futbolun gelişmesiyle futbolda görselliğin ikinci plana itilmesi, asrın oyununda çirkin işlerin meydana çıkmasına yardımcı oldu. Bu çirkin işlerin başında tabii ki de holigan faaliyetleri geliyor.

İlk olarak Britanya Adası’nda çıkan holigan kelimesi, belirli bir etkinliğe gereğinden fazla önem veren kişilere denir.

Britanya’da futbolla düşüp kalkan insanlar tipik holigan profili çizerler. Bu tarz kişiler ellerinde en ucuz içecek olan biralarla publarda maç izleyip, maçtan önce ve sonra olay çıkarmalarıyla ünlüdür.

Maddi durumları biraz da orta halli olanlar ise stadlara gidip taraftar statüsüne girerler ki maçtan önce ve sonra olay çıkarmak için rakip taraftarın holiganlarına saldırırlar.

Ezeli rekabetin had safhaya ulaştığı takımların fanları arasında sıkça görülen holigan kapışmasının kısa tarihi böyle.

Türkiye’de ise durum dünyadakinden farklı değil. Holiganların çıkardığı şiddet olayları futbol pastasının ekonomik büyüklüğüyle bire bir alakalı. Özellikle 1990’ların ortalarından sonra daha da arttı.

Bunun başlıca sebepleri arasında şiddeti önleyici yasaların yeterli düzeyde olmaması geliyor. Eski kanunlara göre ayarlanmış küçük meblağlar olup caydırıcı olmayan para cezaları önlemlerin yetersizliğindeki en büyük etmen.

Ayrıca futbolu yöneten insanların bizden üstün liglerde bir fanatizm olayı olduğunda onları örnek gösterip “bakın sadece bizim lige olmuyor” deyip bunu futbolun doğası gereği olan bir şeymiş gibi göstermeleri futboldaki şiddeti körüklüyor.

Futbolun bir oyundan ziyade bir ölüm kalım savaşı olduğunu düşünen holiganlar şiddete ve fanatizme prim tanıyor.

Ayrıca kültürel yetersizlik ve varoş kültürünün getirdiği mağlubiyeti sindirememe güdüsü şiddetin sebepleri arasında gösterilebilir.

Ayrıca ülkemizde bulunan işsizlik, fanatizmin meydana çıkmasındaki etkenlerden biridir. Bireylerin bir şeylerle meşgul olmayışı ve emek sarf etmeden uğraşabilecekleri bir hobi olan futbolda yoğunlaşması holiganizmi doğuran etmenler arasında yer alır.

Ayrıca kulüplerin amigo dediğimiz tribün liderlerinin üzerindeki otorite boşluğu ve başıboşluluk, insanlardaki populizm merakı yine holiganizmi tetikleyen faktörlerdendir.

Medya, taraftar ve yöneticiler üçgeninde devamlı süren “kulübü kontrol altına almaya çalışma mücadelesi” Türk futbolundaki şiddetin sebeplerindendir.

Futbol izleyicisi, küfürden ve her türlü futbol şiddeti ve fanatizmden uzak durup tel örgülerin olmadığı stadlarda rakibi de alkışlamayı da öğrenmelidir.

Her ne kadar iyi dileklerimizi ütopik olduğu halde söylesek de hoşumuza gitmeyen bir davranışta futbol için etik olmayan şeyleri söylüyoruz. Tribünlerimizde eksik olmayan şiddet ve küfürlü tezahüratı intikam yemini edercesine söylediğimiz “vur kır parçala, bu maçı kazan” gibi tezahüratları tamamen lügatımızden atmadıktan sonra ne gerçek futbol izleyicisi oluruz ne de gerçek futbol oynayanları ligimizde görebiliriz.

1 yorum:

  1. Futbolun şu an en önemli sorunu "endüstrileştirilme" sorunudur. Yani futbola gönlünü vermiş, tribüncü dediğimiz insanların bırakın takım yönetimlerinde yer bulmayı, görüşlerine bile başvurulmayışı, bir "abi" gibi dinlenmeyişi ciddi bir meseledir. Klüp yönetimleri ve hatta başkanlar basit birer futbol sevdalısı olmaktan çok şirket sahibi, holding ağası gibi makamlara erişebilmek için futbol klüplerine el attılar. Sözün özü, Şeref Beyler, Hakkı Babalar, Süleyman Sebalar değil, Demirörenler başkan olabiliyor artık Beşiktaş'a. Durum budur....

    YanıtlaSil