Bu Blogda Ara

5 Nisan 2010 Pazartesi

Takım taraftarlığından bahis taraftarlığına…

Evet… Konumuz altı yıldır ülkemizde devlet eliyle "legal" olan bahis... Türkiye’yi kasıp kavuran bahis çılgınlığı...
2004 yılının nisan ayında(7 Nisan) ülkemizde de resmiyet kazanan bahis oyunları insanlar tarafından büyük ilgi görüyor... Kolay para kazanmanın bir yolu bu...
Her şeyi unuttuk...
Bir tek bahis var artık...
Küçük paralar ile büyük paralar kazanmak kulağa hoş geliyor tabi…
Yediden yetmişe kadın erkek farketmeksizin her insan oynuyor bu oyunu...
Dünyada da internet siteleri üzerinden oynanıyor...
Bahisçiler “Abi, Real Madrid süper Barçayı yener, Valencia alır veya Manchester fark atar” tarzında söylemlerde bulunuyor...
İnternet sitelerindeki bahis oyunlarında ise ilginç iddialar yer alıyor...
Örneğin...
İlk taç atışını hangi takım kullanır...
Hangi takım ilk faul atışını kazanır...
Ayrıntıları bile bahis oyunlarına yansıtmış yabancılar...
Ama Türkiye’deki lig maçları için benim bahisseverlere bir kaç teklifim olacak...
Dünya da taç atışına, kornere ofsayda bahse giriliyor da bizim neyimiz eksik onlardan. Yalnız sahalarımızda gördüğümüz fair playa aykırı olaylar çoğunlukta olduğu için teklifim bu yönde…

Mesela “ilk hangi oyuncu kime tükürecek” bahsi sitelere konsa çok tutulur…
Veya “ilk hangi futbolcu hakemi aldatmaya yönelik hareket yapacak” bahsi de güzel. Futbol yaşantısını bitirmeseydi Arif Erdem için bu bahis açılmazdı ama…
Sahalarımızda sık sık gördüğümüz itiraz da eklenmeli bu listeye. “İlk hangi futbolcu hakeme itiraz edecek” bahsi hatırı sayılır bir şekilde oyuncu bulur zannımca…
veya kaç taraftar yaralanacak bahsi de olabilir. Özellikle derbi diye adlandırdığımız maçlarda bu bahislere çok rağbet olur…

Süper Lig’de bu bahisler oynanabilir. Gerçi fazla kazandırmaz bu bahisler. Kazancı az olur yani. Çünkü hemen hemen her maçta yaşanan olaylar bunlar. Yabancı bahis siteleri hatta iddaa oyununda oran belirleyen ekip bunu dikkate almalı. Benden söylemesi.

Şiddete prim dedikleri bu olsa gerek...

Hatırlar mısınız bahislere bulaşmadan önceki halimizi. Tribünlerde veya ekran başlarında “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını dillendirirken veya Avrupa’nın süper bir takımıyla kendi takımımız maç yaparken içimizde hep bir umut vardı ya yenersek diye. dualarımız hep gönül verdiğimiz takımın kazanmasıyla olurdu.

Lakin şimdi...

Gözümüzü bürüyen para kazanma hırsı manevi bağlarımızı satın aldı. Tuttuğumuz takım önemli değildi artık. Bizim için tek önemli vardı. para kazanma hırsı. Kolay yoldan ufak paralarla büyük paralar kazanmak.

İşin sonucunda emperyalizm geldi içimizde koskoca büyüttüğümüz takımımıza karşı olan sevgiyi cazip oranlarla değiştirdi.

Artık takımımızı çok sevmiyoruz. Takım sevgisi ikinci plana itildi. Onun yerine bahislerdeki oranları çok seviyoruz.

Ne diyeyim... Allah sonumuzu hayretsin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder